Gündelik hayatımızda ve dahil olduğumuz, aidiyet hissettiğimiz çevrelerde toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılıklardan kaynaklanan çatışma ve sorunlar ile başa çıkma araçlarımız neler? Cinsiyetlendirilmiş bir dünya düzeni içinde oluşturduğumuz dayanışma ağları ve inisiyatifler; toplumsal cinsiyet farkındalığı yaratmak, ataerki ve heteroseksizm ile mücadele etmek için bir araya geldiğimiz sivil toplum kuruluşları ve dernekler içerisinde kendimizle ve çevremizdekilerle nasıl ilişkiler kuruyor, yaşadığımız iletişim problemlerinin üstesinden nasıl geliyoruz? Başka bir dünya mümkün derken nasıl bir gelecek, nasıl bir dünya ve nasıl toplulukların içerisinde yaşamayı hayal ediyoruz, bu dünyayı inşa edebilmek için yöntemlerimiz neler? Bireysel ve toplumsal dönüşümü mümkün kılacak yeni yöntemler neler olabilir?
Sosyo-kültürel, politik ve ekolojik gelişmelerin bedenlerimize, duygularımıza ve ilişkilerimize yansıyan negatif etkilerinin üstesinden nasıl geliyoruz? Hem kendimize hem de sosyal çevremize zarar verebilen kaygı, korku ve suçluluk gibi duyguları; sıkışmışlık, yorgunluk ve tükenmişlik gibi birlikte üretme ve yaratma pratiklerimize ket vuran durumları bireysel ve toplumsal dönüşüm için harekete geçirici güçler olarak düşünmemiz mümkün mü?
Toplumsal cinsiyet farkındalığına dair yaptığımız çalışmaları sürdürülebilir kılmak; hassasiyet ve kırılganlıklarımızı paylaşabileceğimiz, şiddetsiz ve barışçıl bir şekilde bir araya gelebileceğimiz alanlar oluşturmak için bireysel ve toplumsal farkındalığımızı nasıl arttırabiliriz?
SU Gender olarak, Chrest Vakfı desteğiyle, toplumsal cinsiyet odaklı çalışan sivil toplum çalışanları ve aktivistlerin katılımıyla tüm bu sorulara cevaplar oluşturmayı amaçladığımız bir dizi atölye çalışması düzenliyoruz. Sivil toplum çalışanları ve aktivistlerin duygusal ve fiziksel anlamda daha dengeli bir şekilde çalışmalarını sürdürmelerine destek olacak beden çalışmaları, yoga, meditasyon, dans, müzik, sanat terapisi ve hikaye anlatıcılığına odaklanan aylık buluşmalar gerçekleştireceğiz.
Bu buluşmalarda; yas, şiddet, travma ve acının hem bedenlerimizin ve duygularımınızın üzerindeki, hem de yaşadığımız sosyal çevre içerisindeki etkilerini dönüştürmeye yönelik, duygusal ve fiziksel bütünlüğümüzü dengede tutacak, ilişkilerimizi geliştirecek olan zihinsel ve fiziksel yöntemleri tecrübe etmek, yeni yöntemler keşfetmek ve bu konulardaki deneyimlerimizi paylaşmak için, yerel ve uluslararası uzmanların desteğiyle bir araya geleceğimiz bir alan açmayı umut ediyoruz.
Buluşmalarımıza katılmak isteyen sivil toplum çalışanları ve aktivistler ayrıntılı bilgi için 11 Eylül 2017 Pazartesi gününe kadar ta@sabanciuniv.edu adresine yazabilirler.
Katılım 20 kişi ile sınırlıdır ve tüm etkinlikler ücretsizdir.
İstanbul dışından katılım için lütfen bizimle iletişime geçiniz.