SU Gender olarak kadınlara yönelik ve cinsiyet temelli şiddeti önlemek için İstanbul Sözleşmesi’nin tavizsiz ve etkin bir şekilde uygulanmasını önemli buluyoruz. Kadın derneklerinin derlediği verilere göre Türkiye’de Haziran ayında 27 kadın öldürüldü, 23 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu, en az 61 kadın şiddete maruz kaldı. 2019 yılında 474, 2018 yılında 440 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık her alanda yaygın şekilde devam ederken, son dönemde kadınların Medeni Kanun’la düzenlenen miras, mülkiyet, nafaka gibi haklarının tartışmaya açıldığına üzülerek şahit oluyoruz.  

İstanbul Sözleşmesi nedir?

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali olarak tanımlayan ve şiddetle mücadelede önleme, koruma, kovuşturma, destek politikaları olmak üzere dört yaklaşımdan oluşan uluslararası bir sözleşmedir. 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış olduğu için “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinir. Sözleşme, bu dört yaklaşıma dayalı hükümlerin uygulanmasını güvence altına alır ve devlet yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve diğer aktörlerin yükümlülüklerini tanımlar. Sözleşme kapsamında ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik), taciz amaçlı takip, cinsel şiddet, cinsel taciz, zorla evlendirme, kadınların sünnet edilmesi, kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama suç olarak tanımlanır. Sözleşmeyi 2012 yılında ilk kabul eden ülke Türkiye’dir ve bugün 45 ülke tarafından kabul edilmiştir.

İstanbul Sözleşmesi yaşatır, çünkü...

1) Kadına yönelik şiddete son vermeyi amaçlar: Kadınları her türlü şiddete karşı koruma ve ev içi şiddeti önleme, kovuşturma ve ortadan kaldırma amaçlarını taşır.

2) Ayrımcılığa son vermeyi amaçlar: Korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya toplumsal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statüye dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin eder. Tüm eğitim seviyelerinde ayrımcılığa karşı mücadele etmek en önemli maddelerden biridir. 

3) Kadınların güçlenmesini teşvik eder: Şiddete maruz kalanların iyileşmelerini kolaylaştıracak hizmetlere erişimini sağlamayı, gerekli yasal ve kurumsal tedbirleri almayı içerir (yasal ve psikolojik danışmanlık hizmetleri, finansal yardım, konut sağlama, eğitim, öğretim ve iş bulma yardımı sağlama gibi).

4) Sığınma evlerinin açılmasını hedefler: Özellikle kadın ve çocuk mağdurlara, kalacak güvenli yer sağlamak üzere uygun, yeterli sayıda kolayca erişilebilir sığınaklar oluşturulması amaçlanır.

5) Zorla evliliği yasaklar: Zorla evliliklerin geçersiz ve hükümsüz kılınacağını, bir yetişkini veya çocuğu kasten evliliğe zorlamanın cezalandırılacağını söyler.

6) Zorla kürtaj uygulamasını yasaklar: Bir kadının önceden bilgilendirilmiş onayı olmaksızın, kadının doğal üreme kapasitesini sona erdirme maksatlı veya bu etkiyi doğuran bir ameliyat yapmayı yasaklar.

7) Kriz ve cinsel şiddet sevk merkezleri kurulmasını hedefler: Mağdurlar için tıbbi ve adli tıp muayenesi yapmak, travma desteği ve danışmanlık hizmetleri sağlamak üzere uygun, yeterli sayıda ve kolay erişilebilen merkezler kurulmasını amaçlar.

8) Cinsel tacize son verilmesini amaçlar: Her türlü istenmeyen, cinsel mahiyette sözlü veya sözlü olmayan veya fiziksel davranışın cezai veya diğer yasal yaptırıma tabi olmasını temin etmek üzere gerekli yasal tedbirleri getirir.

Bazı maddelerini yukarıda açıkladığımız İstanbul Sözleşmesi’nin tam metni için bakınız: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/20120308M1-1.pdf

Biz de İstanbul Sözleşmesi'ni yaşatmak için buradayız!

SU Gender olarak 2006 yılından bu yana cinsiyete dayalı şiddet, cinsel tacizle mücadele, eğitimde ve özellikle yükseköğretimde cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyet farkındalığı gibi konularda çalışmalar yürütüyoruz. Akademisyenler, öğretmenler, sivil toplum ve özel sektör çalışanlarını bir araya getiren etkinliklerle her türlü ayrımcılığa karşı mücadele etmeye çalışıyoruz. Devletlerin toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önlenmesine dair yükümlülükleri konusunda sorumluluk almalarını öneren, dünya genelinde kadınların cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadeleleri sonucunda kaleme alınan İstanbul Sözleşmesi’nin tavizsiz ve etkin bir şekilde uygulanmasını önemsiyoruz!  #İstanbulsözleşmesiyaşatır

Sabancı Üniversitesi Toplumsal cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender)

sugender.sabanciuniv.edu